ÜBER UNS

Aktion für Flüchtlingshilfe

Der Verein “Aktion für Flüchtlingshilfe e.V.” wurde im Jahr 2018 von Berlinern und Geflüchteten gegründet, die in der Türkei  politischen Diskriminierungen zum Opfer fielen.

Ziel des Vereins ist es, zum einem Geflüchtete beim Asylprozess zu unterstützen und  zum anderen dem Geflüchteten zu helfen sich in die hiesige Gesellschaft zu integrieren. Eine weitere Aufgabe des Vereins ist es, die Rechtsverletzungen (wie Verfolgung) und Diskriminierungen der Herkunftsländer öffentlich zu machen.

Häufig gestellte Fragen

Asylverfahren (auf Türkisch)

Wir bieten Antworten auf grundlegende Fragen über das Asylverfahren in Deutschland für die Besucher aus der Türkei.

Türkiyeli ziyaretçilerimize Almanya’da iltica prosedürü hakkındaki temel soruların cevaplarını sunuyoruz.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 14. Maddesi „Her insanın zulüm karşısında, başka ülkelere sığınmaya ve bu ülkelerde sığınmacı işlemi görmeye hakkı vardır.“ düzenlemesi ile sığınma hakkını temel bir hak olarak nitelendirmiştir.

İltica basvurusunun yapıldığı eyalet veya şehirde kalma garantisi yoktur. (Eğer o şehirde 1. dereceden akrabalarınız yoksa)

Avrupa’ da, Almanya’nın da aralarında bulunduğu bir grup devlet (AB, Norveç, İzlanda, İsviçre veya Liechtenstein), herhangi bir iltica müracaatı için, taraf devletlerden yalnızca birinin yetkili olması hususunda uzlaştılar. Bahse konu devletler bu amaçla, İrlanda’nın başkenti Dublin’de bir anlaşma imzaladılar. Yetki belirleme prosedürü bu nedenle „Dublin Prosedürü“ olarak adlandırılmaktadır.
Dublin prosedürü kapsamında, iltica müracaatınızın Almanya yerine başka bir Avrupa devleti tarafından yürütülmesi gerektiği sonucuna varılabilir. Bu ihtimal, özellikle aşağıdaki koşulların varlığı durumunda söz konusu olmaktadır:
A) başka bir Avrupa devletinde halihazırda iltica müracaatında bulunmuş olmanız,
B) başka bir Avrupa devletinde resmi kaydınızın yapılmış olması,
C) ülkeye başka bir Avrupa devletinin vizesiyle giriş yapmış olmanız veya
D) başka bir Avrupa devletinde ikamet ettiğinize dair kanıtların mevcut olması.
( https://handbookgermany.de/tr/rights-laws/asylum/dublin-procedure.html)

Bu konuda belirli bir süre yoktur.

İltica dilekçenizin hızlı işlenebilmesi için lütfen aşağıdaki evrakları ve belgeleri, eğer mevcut ise, kâğıt belge olarak getiriniz:

  • Kişisel evraklar – lütfen yalnızca belgelerin aslı
  • Pasaport Kimlik belgesi
  • Doğum belgesi
  • Sürücü belgesi
  • Nüfus kayıt örneği
  • Aile cüzdanı vs…

Kaçma nedenlerinize ilişkin belgeler
Fotoğraflar, Mahkeme davalarından kararlar veya ara kararlar, Tutuklama emirleri vs…
( http://www.bamf.de/SharedDocs/Anlagen/DE/Downloads/Infothek/Asyl/infoblatt-antragstellung-tr.pdf?__blob=publicationFile )

Almanya’ya gelen mülteciler, varışlarının ardından tıbbi olarak muayene edilir. Bu muayene, genellikle ülkeye girişin ardından 24 saat içerisinde gerçekleştirilir. Muayenenin amacı tüberküloz ve diğer bulaşıcı hastalıkların engellenmesi, aşıların yapılması ve özel koruma ihtiyaçlarının (hamilelik, engellilik durumu, vb.) belirlenmesidir. İltica prosedürünüzden Berlin eyaletinin sorumlu olması durumunda, ilk kaydınız sırasında sizin için elektronik sağlık kartı başvurusu yapılır. Elektronik sağlık kartınız basılana kadar (yaklaşık 5 hafta sonra) size geçici bir tedavi belgesi verilir. Sağlık kartı veya tedavi belgesiyle, seçtiğiniz bir doktora gidebilirsiniz. Hangi tıbbi hizmetlerin finanse edileceğini, federal mülteciler yardım yasası düzenlemektedir.
Esas itibariyle mültecilerin tıbbi bakım masrafları İltica İşleri Eyalet Dairesi tarafından karşılanır. Ancak tüm tedaviler otomatik olarak karşılanmaz, bazı tedaviler için İltica İşleri Eyalet Dairesi’ne başvuruda bulunulması gerekir.( https://www.berlin.de/willkommenszentrum/tr/adim-5-guenluek-yasam/saglik/)

BAMF kararına karşı yasal itiraz da bulunabilirsiniz. İtirazınızdan sonra mahkeme, iltica, mülteci statüsü, geçici koruma veya sınır dışı edilme yasağına karşı oturum izni alıp almayacağınıza karar verir. Bir danışma merkezi veya avukat, sizin durumunuzda yasal bir işlem yapmanın mantıklı olup olmadığını ve hangi adımları atmanız gerektiği konusunda size yardımcı olabilir. Federal Mülteci Konseyinin web sitesinde veya ProAsyl’de, yardım alabileceğiniz bir avukat veya danışmanlık merkezi bulabilirsiniz.
„Basit“ ret („enifachen Ablehung“) alan mültecilerin, karşı dava açmak için 30 gün süreleri vardır. Ülkeyi terk etmeniz için size verilen süre, BAMF’dan gelen bildirimi aldığınız tarihten itibaren başlar. Reddedilme bildirimini aldığınız zarfın üzerinde, mektubu teslim aldığınız tarihi bulabilirsiniz, bu nedenle daha sonra teslim aldığınız tarihi kanıtlayabilmek için zarfı güvenli bir yerde saklamayı ihmal etmeyin. Eğer başvurunuz „kabul edilemez“ („unzulässig“) veya “temelsiz olduğu açık olan“ („offensichtlich unbegründet”) gibi gerekçelerle reddedilirse, yetkili idare mahkemesine başvurmak ve „acil temyiz“ („Eilantrag“) yapmak için bir hafta süreniz vardır. Mahkeme acil temyizi kabul ederse, bu yasal süreç boyunca Almanya’da kalabilirsiniz. İtirazınız kabul edilmediği takdirde, şikâyetiniz devam etmesine rağmen sınır dışı edilebilirsiniz.
Dikkat: Başvurunuz Dublin yönetmeliği sebebiyle, „kabul edilemez“ („unzulässig“) olarak reddedildiğinden dolayı acil temyize gittiğiniz takdirde, altı aylık transfer süreciniz baştan başlayacaktır. Temyize gitmeden önce bir avukata danışmayı ihmal etmeyin.
Bir danışma merkezine gidecek veya avukatla görüşecek vaktiniz yoksa, yetkili idare mahkemesine gidip şikayetinizi şahsen yazılı veya sözlü olarak iletebilirsiniz. Reddedilme nedenize göre örnek temyiz formlarına buralardan ulaşabilirsiniz: basit ret için, „kabul edilemez” olarak verilen ret için ve “açıkça temelsiz” ” olarak verilen ret için. Davanızla ilgilenen idari mahkeme, BAMF’dan aldığınız reddedilme bildiriminde belirtilir. Her idari mahkemede, temyiz konusunda size yardımcı olabilecek bir hukuk uzmanı („Rechtsantragstelle“) bulunmaktadır. Mahkemeye itirazınızı şahsen yapmış olmanıza rağmen hâlâ bir avukata gitmeniz gerektiğini unutmayın. Yaptığınız temyizden sonra, artık mahkemeye BAMF’ın kararının neden yanlış olduğunu açıklamak için iki haftanız ve bunu yaparken size yardımcı olması için bir avukat asistanına ihtiyacınız vardır.
„Basit“ ret durumunda veya anında temyiz talebiniz kabul edildiği takdirde, mahkeme işlemleri boyunca sınır dışı edilmemeniz gerekir. Mahkeme, davanızı sonuçlandırana kadar geçici oturum izninizi („Aufenthaltsgestattung“) koruyabilir ve sığınmacı yardımı almaya devam edebilirsiniz. Mahkemenin bir karara varması genellikle uzun zaman alır. Bir yıl veya daha fazla beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Temyizde bulunduktan sonra, İdare Mahkeme ülkenizi terk etmenizin nedenlerini ve BAMF’ın verdiği kararı bir kez daha inceler, yani hâkimler duruşmanızın tutanaklarını okur, kanıtlarınızı gözden geçirir ve daha sonra sizi mahkeme duruşmasına davet ederler. Burada sizinle tekrar bir görüşme yapılır. Bütün bunlardan sonra, mahkeme iltica başvurunuz hakkında bir karar varır:
  • Hâkim, sığınma hakları, mülteci statüsü, geçici koruma veya sınır dışı edilmeye ilişkin ulusal yasak şartlarını karşıladığınıza kanaat getirdiği takdirde, BAMF’ın reddi iptal edilir ve oturum izni alırsınız.
  • Hâkim, BAMF’ın kararını onaylar ve sizi herhangi bir korunma hakkına sahip olduğunuzu kabul etmezse, şikayetiniz reddedilir ve Almanya’yı terk etmeniz üzerine verilen karar geçerli kalır.
İdare mahkeme bir karara vardığında, iltica prosedürünün çoğunlukla sonuçlandığı kabul edilir. Hâkim BAMF’ın kararını onaylarsa, avukatınız itirazda bulunmak için onay başvurusunda da bulunabilir („Zulassung der Berufung“). Yüksek İdare Mahkemesi („Oberwaltungsgericht“) avukatınızın talebini kabul ederse, iltica başvurunuz tekrar incelenir ancak Yüksek İdari Mahkemenin bu itiraz taleplerini nadiren onayladığını unutmamalısınız. Temyiz talepleri, örneğin, kritik sorular (örneğin ülkenizi terk etme nedenleriniz hakkında) cevapsız kaldığında ya da hâkimlerin bir konuda çok farklı bakış açılarına sahip olduğu durumlarda kabul edilir.( https://handbookgermany.de/tr/rights-laws/asylum/rejected-asylum.html)

İlk kabul tesisinde yaşamakla yükümlü olduğunuz sürece(bu süre eyaletler arasında farklılık gösterebilir), sizin için konaklama yükümlülüğü adı verilen durum söz konusu olur. Bu, kabul tesisinizin bulunduğu yabancılar şubesinin bölgesinden ayrılmamanız gerektiği anlamına gelir. İkamet sınırlaması, iltica başvurusunda bulunmuş kişiler ve müsamahalı olarak ikamet eden kişiler için başvuru tarihinden itibaren yalnızca ilk üç ay geçerlidir. Sonrasında Federal Cumhuriyet sınırları içerisinde çoğunlukla serbest dolaşabilirsiniz. (https://www.berlin.de/willkommenszentrum/tr/adim-3-ikamet/iltica-prosedueruene-goere-ikamet/)

Almanya’da mülteci korumanız veya iltica haklarınız (Cenevre Sözleşmesi’ne göre) tanındıktan sonra, aile sığınma başvurusunda bulunabilirsiniz.
Geçici koruma hakkı aldıysanız, 1 Ağustos 2018 tarihinden itibaren aileniz, aile birleşimi için başvuruda bulunabilir. Aile birleşimi, son iki yıldır geçici koruma hakkından yararlananlar için askıya alınmıştı, ancak 1 Ağustos 2018’den itibaren (ayda) 1000’e kadar kişi, aile birleşimi yapmak için Almanya’ya gelebilecek. Uzun bir süredir ayrı olan, küçük çocuk sahibi olan ailelere ya da ailelerinde savunmasız ya da hasta bireyler olanlara bu süreçte öncelik tanınacaktır. Buna rağmen, geçici koruma hakkından yararlanan bir kişi olarak aile birleşimi yapmak için yasal bir hakkınız yoktur.
Yukarıda belirtilenlerden farklı bir oturum iznine sahipseniz, genellikle ailenizi Almanya’ya getirme izniniz yoktur.( https://handbookgermany.de/tr/rights-laws/asylum/family-reunification.html)

Kontakt

Telefon: +49 (0) 30 123 774 86
Email: info@aktion-fh.de
Carl-Schurz-Str. 40, 13597 Berlin
Mo-Fr.: 10:00 bis 18:00 Uhr

 

Aktion für Flüchtlingshilfe e.V. ist Mitglied im Verband für Gesellschaftliches Engagement e.V.